Bilinenin aksine, “doğal afet” diye bir şey yok. Unutmayalım ki, daha eşit bir dünya yerelden ve yerinden başlar. Afetlerin her türlüsünün hem sayısının hem de etkisinin arttığı dönemlerdeyiz. . Afetlerin etkilerini -daha afet oluşmadan önce- azaltmak da mümkün. Ülke olarak afetlere hazırlıklı olmadığımıza ve kentlerimizin dirençsizliğine hep birlikte şahit oluyoruz. Afetler ve krizler çağındayız. Değişen ve gelişen koşullarda kentlerin dirençliliğini ve kapsayıcılığını mahallelerden başlatmalıyız. Buna bağlı olarak, mahalle ölçeğinde kadın örgütlenmesini ve kadın liderliğini güçlendirmeliyiz. Hatta, afetlerin büyük bir bölümü felaketlere dönüşüyor. Bir diğer deyişle, dünya genelinde afetlerin daha biri bitmeden yenisi ile karşı karşıya kalıyoruz. Oysa ki, afetlerin felaketlere dönüşüp dönüşmemesi toplumların gelişmişlik düzeylerine ve afetlere hazırlık seviyelerine bağlı.
Hatta, afetlerin büyük bir bölümü felaketlere dönüşüyor. Buna bağlı olarak, mahalle ölçeğinde kadın örgütlenmesini ve kadın liderliğini güçlendirmeliyiz. Oysa ki, afetlerin felaketlere dönüşüp dönüşmemesi toplumların gelişmişlik düzeylerine ve afetlere hazırlık seviyelerine bağlı. Unutmayalım ki, daha eşit bir dünya yerelden ve yerinden başlar. Afetlerin her türlüsünün hem sayısının hem de etkisinin arttığı dönemlerdeyiz. . Değişen ve gelişen koşullarda kentlerin dirençliliğini ve kapsayıcılığını mahallelerden başlatmalıyız. Afetler ve krizler çağındayız. Bir diğer deyişle, dünya genelinde afetlerin daha biri bitmeden yenisi ile karşı karşıya kalıyoruz. Bilinenin aksine, “doğal afet” diye bir şey yok. Afetlerin etkilerini -daha afet oluşmadan önce- azaltmak da mümkün. Ülke olarak afetlere hazırlıklı olmadığımıza ve kentlerimizin dirençsizliğine hep birlikte şahit oluyoruz.